31 Mart 2010 Çarşamba

Herşey bitti derken ümitler yeşerdi!



Resim


Samanyolu'nun yeni belgesel dizisi 'Yeşeren Ümitler', uzun hazırlık çalışmalarının ardından bugün izleyici karşısına çıkıyor.

13 bölüm halinde ekrana gelmesi planlanan programda, dünyanın farklı coğrafyalarına ümit dağıtan hizmet fedaileri anlatılıyor.

Belgesel, onlarca hikâye, hareketli görüntüler, yüzlerce fotoğraf, röportajlar, yer yer canlandırmalar, dünü ve bugünü anlatan çekimler ve geniş bir bilgi-belge birikimiyle hazırlanmış 'Yeşeren Ümitler', ilk olarak Azerbaycan'ın bağımsızlığa adım attığı günlerde yaşanan süreci, görüntüler eşliğinde aktarırken Türk okullarının açılma süreci yine tarihî olaylarla resmediliyor. Daha sonra objektifini Kırgızistan'a çevirecek programda Tanrı Dağları'nda yaşanan destana, sayısız belge ve röportaj tanıklık edilecek. Kırgızistan'ın ardından Bosna-Hersek bölümleriyle ekrana gelecek olan Yeşeren Ümitler'de bu ülkeye giden bir avuç insanın yaşadıkları ilk ağızdan dinlenecek. Bosna-Hersek'in savaş yıllarındaki ve savaş sonrasındaki dönemine şahitlik yapıyacak.

Belgesel dizisinde Türkiye sevdalılarının yaptıkları fedakarlıklar, ülke içinde ve dışında birlikte kazanılan başarılar, ayrıntılı bir şekilde yayınlanıyor. Yapımcılığını Veysel Karani Gümüşdereli'nin yaptığı belgeseli Emine Ulu yönetiyor. Belgesel bu akşam saat 23:20'de ekrana gelecek.

Samanyoluhaber 31.03.2010 15:19:44



Kollama 84.Bölüm

Kollama'da büyük maceraya hazır olun.

Memduh ve Pikeas'ın arasında kim galip gelecek? Yiğit ve Sabit, Sevilay'ın ipliğini pazara çıkarmanın peşinde. Pisagor, Encümenden tüyler ürperten bir ceza alıyor. Rana'ya gelen bir ihbar, hem kendisine hem de teşkilata korkunç bir sürpriz hazırlıyor.



30 Mart 2010 Salı

Tek Türkiye Temiz Topraklar Oldu!

Türkiye'den birçok dizi-film transfer eden Arap dünyası, şimdi de Samanyolu TV'nin reyting rekorları kıran Tek Türkiye dizisini ekranlarına taşıyor.

Arap yapımcılar, Tek Türkiye dizisini Arapçaya “Temiz Topraklar” adıyla çevirdi. Yapımcılar, dizinin dublajının tamamlandığını ve yayına hazır olduğunu kaydederken, dizinin yayıncı kanal tarafından seyircilerine tanıtılmaya başlandığını belirttiler. Tek Türkiye'nin Arapça versiyonu Çarşamba ve Cuma günleri MBC4 kanalında gösterime yayınlanacak.

Birçok Türk dizisini Arap TV kanallarına transfer eden yapımcılar, Tek Türkiye'nin özellikle Arap topraklarında yaşayan Kürtler tarafından yoğun ilgiyle izleneceğini umduklarını belirterek, Türkiye'nin terörle mücadelesinde gerçekleri ortaya koyan dizinin MBC4 uydu kanalı üzerinden tüm Arap dünyası tarafından da izlenebileceğini kaydettiler.

Türk dizilerinin hayranı Arapların form sitelerinde yaptıkları yorumlarda, dizinin karakterlerinin güçlü olduğu ve izlenme oranının yüksek olacağı söylenirken, daha şimdiden Türkiye sitelerinden dizinin videolarına ulaşılarak ön bilginin alındığı gözleniyor.

Doktor Tarık, Türkiye'yi barış bayrağı altında birleştirebilecek mi?

Dizide Doktor Tarık ismiyle oynayan Ozan Çobanoğlu'nun özgürlük için sarf ettiği gayret ve mücadelesine dizinin tanıtım haberlerinde genişçe yer verilirken, “Doktor Tarık Türkiye topraklarında barışı sağlayabilecek mi? ” sloganıyla okuyucularda merak duygusu oluşturuluyor.

Arap dünyasında yaşayan Kürtler tarafından ‘Şivan' karakterinin çok beğenileceği beklenirken, PKK ve terör olaylarına ışık tutan dizinin Arap dünyasının Türkiye'ye ve teröre karşı bakış açısını değiştireceği tahmin ediliyor.

MBC4 tarafından Arapçaya çevrilen dizinin tanıtım fragmanında “Türkiye'de birlikte yaşayan ama yıllardır bir birine düşman olan iki milletin barışması yolunda, yürekli bir doktorun mücadelesini konu edinen Temiz Topraklar filmini bekleyin” cümlelerine yer verildi.

Resim

:arrow: http://www.samanyoluhaber.com/ShowGallery.aspx?ID=4678

:arrow: http://www.samanyoluhaber.com/h_404617_tek-turkiye,-temiz-topraklar-oldu!--foto.html



Tek Türkiye 99.Bölüm

Resim
Tek Türkiye'de nefesler tutuluyor.

Besriye, Şivan'a herşeyi itiraf etmek üzeredir. Çetin'in elinden kurtulmayı başaran Cengiz, Suna'ya ulaşmak ister. Düğünden kaçmaya çalışan Suna ise işleri karıştıracaktır. Bu sırada Tarık, köylüler için kalacak yer ararken, olayların tam içine düşer. Dila ise iki köylüyü evine alır. Fakat bu köylüler, örgütün geçmişte kalan bir hesabını deşifre edecektir.

IV.Osman 26.Bölüm

IV.Osman, polislik mesleğine saygı duruşu niteliğinde bir bölümle geliyor.

Beklenmedik bir anda teşkilat bir polis cinayeti ile sarsılıyor. Osman'ın yetiştirdiği bir polis olan Adnan,
geride hasta bir çocuk ve masum bir eş bırakıyor. Fakat ardından uyuşturucu çetesine yardım ettiği iddia
ediliyor.Buna ihtimal vermeyen Osman, olayı takibe alıyor ve herkesi şoke edecek korkunç gerçeklere ulaşıyor.

24 Mart 2010 Çarşamba

Kollama 83.Bölüm

Kollama'da gerilim tırmanıyor.

Yiğit için ölüm emri çıkarılıyor. Pikeas eyleme geçerken, Yiğit özel hücreye kapatılıyor. Ortadan kaybolan Memduh ne planlıyor? Herkes neden Memduh'un peşine düşüyor? Yiğit için korkunç bir tuzak kuruluyor. Necip ikisinin arasında ölümcül bir karar veriyor.
Resim


Tek Türkiye 98.Bölüm

Tek Türkiye gerilim dolu bir bölümle geliyor.

Besriye, oğlunun Şivan olduğunu öğrenince nasıl bir yol izliyor? Şivan intikam yemini ediyor ve harekete geçiyor. Örgüt, masum köylülerden ne istiyor? Rasim Ağa'nın hain planı kimleri etkiliyor? Tarık ve Dila'nın çabaları sonuçsuz kalınca, ilçede büyük bir kaos baş gösteriyor.

Samanyolu Anahabere bir ödül daha

Siyaset Dergisi'nin her sene düzenlediği geleneksel Siyaset'in Ödülleri töreni için geri sayım başladı.

Bir süredir derginin internet sayfasından okuyucularla paylaşılan adaylar oylama sonucunda belli oldu.

16 yıldır Türkiye'nin barış ve demokrasi yolunda attığı adımları dikkatle takip eden ve bu uğurda yararlı işler yapan insanları ödüllendiren Siyaset Dergisi bu sene yine barışa, istikrara, birlik ve beraberliğe hizmet eden saygın isimlere ödüller dağıtacak.

Birçok dalda ödül vermeye hazırlanan Siyaset Dergisi okuyucuları bu sene 16.sı düzenlen ankette Samanyolu Anahaber Bültenini “yılın en iyi haber bülteni” kategorisinde zirveye taşıdı. 22 Mart'ta Ankara'da düzenlenecek ödül töreninde siyaset, sanat, bürokrasi, spor ve devlet adamlarına ödülleri takdim edilecek.

Dergi adına bir açıklama yapan Yönetim Kurulu Başkanı Gül Kılıçaslan “ Siyaset Dergisi 1994 yılında yayın hayatına başladığı tarihten günümüze bu töreni düzenlemenin huzuru içindedir. Amaçlarımızdan ve ilkelerimizden sapmadan daha çok çalışarak nice uzun yıllar güvenle inançla yolumuza devam etmeye kararlıyız” dedi.

Resim

Samanyoluhaber 22.03.2010 12:44:29

viewtopic.php?f=14&p=623779#p623779


Büyük sürprize hazır mısınız?


İnternet Medya Platformu Kure.TV Yayına Başladı.

Televizyon ve Radyo programlarına internet, cep telefonu ve medya oynatıcı cihazlar üzerinden ulaşmayı sağlayacak Küre.tv web sitesi yayın hayatına başladı. “Türkiye'nin İnternet Medya Platformu” sloganı ile yayına başlayan Küre.tv, geleneksel yayıncılığı yenilikçi teknolojiler ile buluşturmayı ve izleyicilere esnek bir deneyim sunmayı hedefliyor.

Küre.tv'ye ulaşmak için http://www.kure.tv adresini ziyaret edebilirsiniz.

Samanyolu Yayın Grubu önderliğinde geliştirilen Küre.tv, Televizyon ve Radyo kanallarına ait programları kullanıcının istediği zaman ve dilediği cihazdan izlemesini sağlayacak bir internet hizmeti. Küre.tv ile hem kanalların canlı yayınları hem de programların yayınlamış bölümleri rahatlıkla seyredebiliyor. Programlar, canlı olarak yayınlandıktan kısa bir süre sonra Küre.tv'den izlenebilmesi için siteye ekleniyor.

Küre.tv tarafından sunulan program videolarını izlemek için internete bağlanabilen bir kişisel bilgisayara, cep telefonuna veya medya ünitesine sahip olmak gerekiyor. Kullanıcılar dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar, sunulan videolara yüksek kalitede görüntülemek ve kendi yayın akışlarını oluşturarak beğendikleri dizileri, haberleri ve daha pek çok programı seyredebiliyorlar.

Konu ile ilgili bir açıklama yapan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca; “İnternet kullanımının dünya sıralamasında üst sıralarda olduğu ülkemizde, yayıncılık anlayışımızın da çağı yakalaması gerekiyor. Bu maksatla oluşturduğumuz Küre.tv platformunu yayıncıların ve izleyicilerin beğenisine sunduk. Hedefimiz Küre.tv'yi bu alanda öncü markalardan biri haline getirmektir” dedi.

KÜRE TV EKRAN GÖRÜNTÜLERİ
Resim
Resim


21 Mart 2010 Pazar

Samanyolu'nda Ümitler Yeşerecek

Samanyolu'nda Ümitler Yeşerecek

Samanyolu ekranında 31 Mart'ta yeni bir program başlıyor. 'Yeşeren Ümitler' isimli belgesel dizi, maddi ve manevi onlarca hikâye, dönemi resmeden hareketli görüntüler, yüzlerce fotoğraf, yerli ve yabancı röportajlar, yer yer canlandırmalar eşliğinde Türkiye sevdalılarının yaptıkları fedakârlıkları, ülke içinde ve dışında kazanılan başarıları anlatıyor.

Dünü ve bugünü anlatan çekimlerin kullanıldığı belgesel, geniş bir bilgi ve belge birikimine dayanıyor. Yapımcılığını Veysel Karani Gümüşdereli'nin, yönetmenliğini Emine Ulu'nun yaptığı 'Yeşeren Ümitler', 13 bölüm olarak ekrana gelecek. İlk bölümünde Azerbaycan'ın bağımsızlığa adım attığı günlerde yaşanan süreç aktarılacak. İkinci bölümde ojektifler Kırgızistan'a çevrilecek ve Tanrı Dağları'nda yaşanan destan anlatılacak. Ardından Bosna-Hersek bölümleriyle ekrana gelecek olan Yeşeren Ümitler'de, Bosna-Hersek'e giden bir avuç insanın yaşadıkları ilk ağızdan dinlenecek ve Bosna-Hersek'in savaş yıllarındaki ve savaş sonrasındaki dönemin şahitliğini yapacaklar. ZAMAN

Resim


Son Dakika Haberleri ile uyanıyorum

Son derece doğal, rahat ve haber sunarken yeri geldiğinde tebessüm edebilen bir haber spikeri Sinem Dinçay. Bu yüzden agresif meslektaşlarını izlemeye tahammül edemiyor.

Harley Davidson motosikletini kullanmakla haber sunmanın benzer disiplin gerektirdiğini belirten Dinçay, "Motosikletim çocuğum gibi, bir yeri çizildiği zaman çok üzülüyorum. Babam bile olsa motosikletimi kimseye vermem." diyor.

SHaber Tv'de hafta içi sunduğunuz 'Sıcak Gündem'in gündemi belli. Sizin gündeminizde ne var?


Benim gündemimde de sıcak gündem var. (Gülüyor) Hayat hakikaten bu dönemler sıcak gündemle iç içe geçiyor.

Televizyonun tozunu demeyelim de frekansını ne zaman yuttunuz?


15-16 yıl oldu, ilk TRT'de dizi oyunculuğuyla başladım. Maçka Teknik'te moda dekorasyon okuyordum ve mimar olmak istiyordum. Bir derginin güzellik yarışmasında 1990'da sempatik güzel seçilmiştim. Güler yüzlü olmamla ilgiliydi herhalde. (Gülüşmeler) Çok kısa bir dönem tecrübe olsun diye, çok kaliteli işlerde fotomodellik yaptım. Günümüzde yapılan işler gibi değil ama. Bize Nasıl Kıydınız?, Yarasa gibi sinema filmlerinde ve birçok dizide görev aldım. Şimdi geçmişe bakınca çok da tercih etmiyormuşum aslında, niye yaptıysam? (Gülüşmeler) Bugün yapar mıydınız derseniz, yapmam.

Sunuculuk nereden çıktı peki?


Post production sektöründe Türkiye'de ilk üçe giren firmalardan birini kurdum. Dünyadaki sinema sektörü tekniğinde çok önemli insanları tanıdım, iyi öğrendim. Şirket sahibi arkadaşımdı. Ya arkadaşlığı tercih edecektim ya şirketi. Arkadaşlık daha önemli; ayrıldım ve ABD'ye kız kardeşimin yanına gittim, dört ay orada kaldım. Sevdiğim bir dostumun tavsiyesiyle Samanyolu'na başvurdum. Sağ olsun o aile, bağrına basıp kabul etti. Bu kabul kolay olmadı tabii. 2,5 ay gece sabaha kadar yayın yaptım. İlk bir ayı televizyonun, sonrası benim tercihimdi. Gündüze cesaret edemedim, çok yoğundu.

Yarasa gibiydiniz yani...


Aynen öyle! Sonra tansiyonum 4'lere inince 'Sinem, daha fazla diretmenin anlamı yok, normal bir insan ol!' dedim ve gündüz kuşağına geçtim.

Bu yoğun gündem, bir kadın olarak nelerden taviz vermenizi gerektiriyor?


Hanımlara bakıyorum, çok özeniyorum. Sohbetler, beş çayları, tatlılar-tuzlular... O sırada biz gündemi kovalıyoruz. Ayaklarımı uzatıp televizyon karşısında çok anlamsız dizileri izleyerek bulmak istiyorum kendimi. Ama hiç öyle şansım yok.

Kamera önünde uzatsanız...


Kamera önünde uzatma şansım olsa inanın onu da yaparım. (Gülüşmeler)

Hangi tür haberleri sunmak keyif, hangilerini sunmak hüzün veriyor?


Mağdur insanların mağduriyetlerinin giderilmiş olduğunu göstermek ve sunmaktan keyif alıyorum. Yaşlıların muhtaçlık durumunu gösteren haberlerden hiç hazzetmiyorum. Çünkü korkunç içine giriyorum o haberin ve o kişiyi bulma eğilimine giriyorum. Allah güç kuvvet verdiği sürece de yapmaya devam ederim. Hata karşısında güçlüyümdür, duygusal değilimdir ama çocukların herhangi bir zulme ya da istismara maruz kalmaları karşısında korkunç zayıf oluyorum.

Haber spikerlerinin yüzü genelde sert hatlardan oluşuyor. Siz ise olabildiğince doğalsınız. Niye?


Ben o şablona katılmıyorum, çünkü öyle bir şablon yok. Ekranlardaki spikerlerin hallerine, tavır ve duruşlarına baktığımız zaman hiçbirinin o şablonla örtüşmediğini görürüz. Agresif, sert, otoriter durmak bir haberi doğru aktarmak anlamına gelmez. Kimileri dövecek gibi haber aktarıyor. Bana son derece yapmacık geliyor. Bu nedenledir ki o tip haber sunan arkadaşları da izlemiyorum. Doğal olduğunuz sürece izleyici ile o iletişimi kurabilirsiniz. İnsani haberler sunarken spiker duygusunu belli etmeli, belli etmiyorsa zaten inandırıcı değil. Siyasi haberlerde elbette tarafınızı belli etmeden düz durmak lazım. İkisini iyi ayırt ettiğimi düşünüyorum.

Eve gidince haber mi izliyorsunuz, dizi mi?


Dizi izlemiyorum, hayatım haber.

Spikerlik gibi son derece disiplin gerektiren bir işiniz, motosiklet gibi özgürlük çağrıştıran da bir mobilize tutkunuz var hayatta. Harley Davidson kullanıyorsunuz. Bu ikisi birbirini dengeliyor mu?


Ona katılamayacağım, çünkü son derece disiplin isteyen bir hobim var. Motosiklet kullanmak başka bir felsefe. Sadece araç olarak kullanmıyorum motosikleti, işimi halletmek için kullandığım bir araç değil. Motosiklet çocuğum gibi. Bir yeri çizildiği zaman gerçekten çok üzülüyorum.

İlginç! Bir motosikletin felsefesi ne olabilir ki?


Giydiğiniz kıyafetten tutun da, duruş şeklinize ve motoru sürüş biçimine kadar bir anlayışı var. Bu tür araçları canım ülkemizde kullanmak oldukça güç, bayansanız daha da bir güç! Değerli otomobil sahipleri yolda sıkıştırıyor, bundan büyük bir keyif alıyor, suratınıza gülüyor. Sizin orada iki dakika sonra kolunuzu-bacağınızı kıracağınız ya da ölebileceğiniz umurunda değil.

15 yıldır iki tekerin üzerindesiniz. İlk kullandığınızda anne-babanız bir şey demedi mi?


Demez olur mu? Rahmetli babam tam bir Karadeniz erkeğiydi, "Kafana koyduğunu yapacağını tahmin ediyorum, ama şunu da bil; motoru alıp geldiğin dakikadan itibaren sabah uyandığında yanında lastiklerinle beraber uyanırsın." demişti. (Gülüşmeler) Ama sonra çok gezdirdim onu motorumla. Annemi de gezdiririm. Binmeyenler 'çok tehlikelidir' gibi bir önyargıya sahiptir ama ben bir deneme turu atmalarını öneririm.

Bisikletle mi başlıyor bu tutku?


Evet, ama benim ekstrem sporlara ilgim çocukluğumdan beri var. Çocukken bisikleti de tek teker kullanıyordum. (Gülüşmeler) İlk Japon motoruyla başladım, şu an 7. motorum. Üçüncü Harley Davidson'um. Bir yıl boyunca araştırarak bütün parçalarını kendi zevkime ve kişiliğime göre yaptırdım. Gösterişi çok sevmem, siyah ve sade bir tasarım tercih ettim. Konforlu olsun istemedim, çünkü konfor arttıkça motosiklet olmaktan çıkıyor.

Harley Davidson normal motosiklete göre daha zor gibi görünüyor. Hani çarmıha gerilmiş gibi filan uzatıyorsun ellerini? (Gülüşmeler)


Benim motorum çarmıha gerilmiş gibi değil bir kere! 883 Custom Sporster denilen bir yarış motorunu andırıyor. Bu sizin isteğinize bağlı. Her şey yapılabilir motosiklet üzerinde.

Makyaj aynası da koydurdunuz mu? (Gülüşmeler)


Motosikletin üzerinde makyajı filan düşünmüyorsunuz tabii. O da doğal olmalı.

İş yoğunluğu başlayınca motosikletle toplu gezme alışkanlığı bitiyor mu?


Evet bitti, öncesinde çok yapmıştım. Belki de doydum diyebilirim o gezilere. Şimdi kemik bir arkadaş topluluğumuz var, onlarla beraber vakit buldukça yakın civarlara gidip mangal filan yakıyoruz. Aslında motosikletle Maslak'tan Ortaköy'e gitmek bile size Güney'e gitmiş gibi keyif verebilir. Kuş gibi evinize gidersiniz. Motosiklet tek başınıza değil, birileriyle paylaştığınızda anlamlı. Motosiklet kullananların yüz ifadelerine bakın, anlayacaksınız ne demek istediğimi...

Kuryelere bakıyorum hiç de mutlu değiller!


Kuryelere bakmayın. Onlar hakikaten zor ve tehlikeli bir iş yapıyorlar. Keyif için kullananlara bakın.

Motor sesi duyduğunuzda dönüp bakar mısınız?


Motor sesini duyduğumda direkt kafamı çeviriyorum.

Siz de diğer motorcular gibi 'Ferrari'm olacağına Harley'im olsun!' diyenlerden misiniz?

Arabaya hiç ilgim olmadı, araba kullanırken müzik dinlemek keyif verir. Rüzgârı hissetmek isterim, sunrooflu olsun. Kamyon kullanmak isterdim. (Gülüşmeler) Ekstrem olan her şeye meraklıyım. Sıradan olan şeyleri sevmiyorum. Herkesin yapabildiğini zaten yapabilirim, herkesin yapamadığını yapmaya çalışıyorum. Sadece yükseklik korkum var, kara ve suda her türlü aktivasyonu yapabilirim. F16 kullanmayı çok isterim. Harley kullanmak nefes almak demek.

***

Motosikletimi babama bile vermem

İki tekerin üzerinde olmak mı, haber sunmak mı ağır basar?

İkisi de farklı bir heyecan benim için, ayıramam. Motosikletten haber nedeniyle ayrı kalıyorum, demek ki haber biraz daha ağır basıyor. Dilde motosiklet, içeride habercilik var.

Rüyalarınız değişti mi haber sunmaya başladıktan sonra, alt yazılar mı geçiyor rüyalarınızdan? (Gülüşmeler)


Eskiden safarilerde görüyordum kendimi, ama artık ya Bakanlar Kurulu'nda ya da Silivri'de görüyorum. Valla 'son dakika' bantları geçiyor rüyalarımda. Devlet büyüklerimizi görüp çığlık atarak uyanıyorum.

Motosiklet kazası haberlerini verirken ne hissediyorsunuz?


Şu ana dek iki kere verdim motosiklet kazasını. Korkunç hissediyorum kendimi. İzleyiciler de o an benim motosiklet kullandığımı anlıyorlarmış gibi düşünüyorum. 'Ben olsam ne yapardım?' gibi birtakım paranoyak düşünceler geçiyor zihnimden.

Canlı yayın kazası mı, yoksa motosiklet kazası mı moralinizi daha çok bozuyor?


Motosiklet tabii. Adı üzerinde canlı yayın, hepimiz insanız, senelerin duayenleri bile ne gaflar yapıyor. Son derece normal bu. Ufak tefek motosiklet kazaları oldu. Ufak kazalarda altında kalıp da üzerime devrilmesine filan çalıştım. Motora bir şey olmasın yani. ((Gülüşmeler) Gözüm gibi bakarım motosikletime. Çocuklarını rutin kontrole götüren ebeveynler gibiyim, hiç aksatmam kontrollerini.

Motosikletinizi bir arkadaşınıza binmesi için verir misiniz?


Asla! Babam bile olsa, vermem kimseye.
H.SALİH ZENGİN-ZAMAN

Kader Çizgisi 3.Bölüm

"Kader Çizgisi" değişecek mi?

Resim

Kader Çizgisi 3.Bölüm (24 Mart Çarşamba - 19.50)

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
İndirmek İsteyene;

http://www.hotshare.net/file/233823-1657754205.html

Fragmanı Anında İzle;

IV.Osman 25.Bölüm

IV.Osman 25.Bölüm (23 Mart 2010 Salı - 19.50)

Osman ve Yıldırım, yasadışı şebekenin peşinde...

IV. Osman’da bu hafta, kardeş olan iki genç kızın cinayeti araştırılıyor. Acımasızca öldürülen kardeşlerin katili için inceleme başlatan Osman ve Yıldırım, şüpheli olarak kızların babasına ulaşır. Üniversite öğrencisi kızların geçmişinden kanıtlar toplayan ikili, bir namus cinayetinden çok, yasadışı bir şebekenin izlerine rastlar. Bu sırada Nilüfer, olayı haber yapmak isterken, hayatını büyük bir tehlikeye atacaktır.


-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Kırık Kalpler 19.Bölüm

Kırık Kalpler 19.Bölüm (22 Mart 2010 Pazartesi - 19.50)

Ali, doğru yolu bulup gerçek duanın sırrına ulaşabilecek mi?

Annesini ve babasını küçük yaşta kaybeden Ali, suç ve şiddete bulaşmış, hayatını serserilikle geçiren biridir. Yaşamından bunalmış ve doğru yolu arayan Ali, kurtuluşu yine suçla aramaktadır. Düştüğü hatayı fark etmeyen Ali, tövbe kapısından uzaklaşmakta, gittikçe daha zor bir duruma düşmektedir. Ali, her şey için geç olmadan gerçek duayı keşfedip tövbe kapısından geçebilecek midir?

------------------------------------------------------------------------------------------------



18 Mart 2010 Perşembe

Necip Amir'den Çarpıcı Açıklama!

Samanyolu Televizyonu ekranlarında beğeniyle izlenen Kollama dizisinin oyuncuları, öğrencilerin gönlünü fethetti. Dizide Necip Amir'i canlandıran Mehmet Özgür'den çok çarpıcı bir açıklama geldi.



"Siz uyurken, sokakta rahatça dolaşırken, çocuğunuzla parkta oynarken, sizi kollayıp koruyan birileri var." sloganıyla Samanyolu Televizyonu ekranlarında beğeniyle izlenen Kollama dizisinin oyuncuları, Özel Feza İlköğretim Okulu Girişimci Kulübü'nün düzenlediği söyleşi programı için Samsun'a geldi.

Dizi oyuncularından Mehmet Özgür (Necip Amir), Orhan Bıyıklı (Yiğit Baş Komiser), Ertan Kılıç (Memduh Baş Komiser), Sueda Çil (Hüner Hanım) ve Deniz Evrenol (Gazeteci Rana) öğrencilerin büyük ilgisiyle karşılaştı.

Söyleşi öncesinde okulun restourantında yemek yiyen oyuncuları yakından görmek isteyen öğrenciler adeta birbirleriyle yarıştı. Oyuncularla hatıra fotoğrafı çektiren öğrenciler, daha sonra imza aldı. Yemeğin ardından okulun konferans salonuna geçen Kollama ekibi, öğrencilerle söyleşi yaptı. Öğrencilerin sorularını yanıtlayan oyuncular, zaman zaman da zor anlar yaşadı. Öğrencileri dizi oyuncularına genellikle dizide canlandırdıkları karakterle gerçek yaşamlarında benzerlik olup olmadığını sordu. Oyuncular ise sorulara ise içtenlikle cevap verdi.

Bir öğrenci, oyunculardan Mehmet Özgür'e günlük hayatlarında tehdit alıp almadıkları sordu. Özgür ise, ''Dizide sert bir emniyet amirini canlandırıyorum. Gerçekte ise kendi halinde yaşayan bir insanım. Diziyi sevenler de var, eleştirenler de. Tabi ki tehditler alıyoruz. Hem de ciddi tehditler. Ama tehdit ediliyoruz diye izleyici ile buluşmamazlık yapamayız. Her şeyi göze alıp işimizi yapmaya devam ediyoruz.'' dedi.

Kollama'da Necip Amir'in eşi karakterini canlandıran Süeda Çil, tiyatroya uzun yıllar önce başladığını ve ilk oyununda ise Nasrettin Hoca'nın karısını canlandırdığını hatırlattı. Tiyatroyu çok sevdiğini ifade eden Çil, öğrencilere sevdikleri ve istedikleri meslekleri tercih etmeleri önerisinde bulundu. Orhan Bıyıklı da Yiğit Baş Komiser ile aralarında büyük farklar bulunduğunu, gerçek yaşamında etliye sütlüye karışmayan bir kişiliğe sahip olduğunu söyledi. Söyleşi sonunda Kollama Yapım Koordinatörü Murat Osman Kolot, dizi oyuncularına karne verdi. (CİHAN)

17.03.2010 22:50:22

ALINTIDIR



17 Mart 2010 Çarşamba

Kollama 82.Bölüm

Kollama'da heyecan zirveye ulaşıyor. İki bakana düzenlenecek suikastlerde, olaylar nasıl kontrolden çıkıyor? Necip kendi canını ortaya atıyor. Yiğit, suikastçiyle göz göze gelince neler oluyor? Sabit ve Yiğit, Necip'e yakalanıyor. Şok eden bir cinayet işleri büsbütün karıştırıyor.


Kader Çizgisi 2.Bölüm

Kader Çizgisi bu hafta ikinci bölümüyle ekrana geliyor.

Birbiri ardına geçmiş iki hikâyeden oluşan dizide, Sevgi eşini bir iş seyahati için Amerika'ya gönderir. Fakat bir süre sonra uçaktan haber alınamayınca, Sevgi büyük bir pişmanlık yaşar. Bu sırada havaalanında karşılaştıkları gazeteci Mete ise ailevi problemler yaşamaktadır. İkisi de geçmişe dönmeyi arzu eder. Bu istekleri gerçek olduğunda ise onları neler bekliyordur?

15 Mart 2010 Pazartesi

IV.Osman 24.bölüm

Osman ve Yıldırım bu hafta içinden çıkılması güç bir bilmeceyi araştırıyorlar. Yoksul bir semtte işlenen iki cinayet ve kaçırılan genç bir çocuk, mahallenin karanlık defterini aralıyor. Kaçırılan gencin ailesi, katilin yakalanması için ikili ile işbirliği yapıyor. Olaylar kontrolden çıktığındaysa, masum maskelerin altından, gerçek suçlular ortaya çıkıyor.

IV.Osman, 24.bölümüyle 16 Mart Salı akşamı Samanyolu'nda!...

Kırık Kalpler 18.Bölüm

Doğuda görevli, başarılı bir öğretmen olan Murat ve ailesi hakkında, terör örgütünden infaz kararı çıkar. Bölgeyi terketmeye karar veren Murat, görevi ve ailesi arasında sıkışır. Bölgenin ileri gelenlerinden bir kişi ve sadece oğlunun gördüğü gizemli biri onlara yol gösterir. Fakat Murat gitmek ile kalmak çelişkisinde dua kapısını aralayamaz. Üstelik vereceği kararın ölümcül bir tehlike yaratması an meselesidir.

Kırık Kalpler, 18.Bölümüyle 15 Mart Pazartesi Akşamı Samanyolu'nda!..

11 Mart 2010 Perşembe

Kollama 81.Bölüm

Kollama nefeslerinizi tutacağınız bir bölümle geliyor.

Sabit, Yiğit'in hapishaneye girmesine engel olabilecek mi? Göstericilerin arasında kalan Rana'yı nasıl bir sürpriz bekliyor? Pikeas'ın hain planı ülkeyi kaosa sürüklüyor. Memduh'u hangi olay çılgına çeviriyor? Necipler, Pikeas'ın mekanını basıyor ve olaylar fena halde kızışıyor.

10 Mart 2010 Çarşamba

Muallem,Haşim'i unutturacak!

Samanyolu izleyicisinin merakla beklediğin 'Kader Çizgisi' bugün ekrana merhaba diyor. Her bölümde iç içe geçmiş iki hikâyenin anlatılacağı dizide insanın geçmiş, şimdi ve gelecek zaman arasındaki hayatından kesitler yer alıyor.

Her şey ise 'keşke' dendiği noktada başlıyor. Bıçak sırtı konuların ekrana taşınmasının izleyicide bir farkındalık oluşturacağı kesin. Taner Tunç'un yönettiği dizinin ana karakteri 'Doğruluk Ekseni'nde Haşim'i oynayan tiyatrocu Özer Tunca. İzleyici karşısına 'Muallem' rolünde çıkacak olan Tunca, geçmişe dönmek isteyenlere yol gösteren bilge biri. Çok zengin bir karakter Muallem. Her bölümde farklı bir kimliğe bürünerek, kimi zaman bir benzincide pompacı, kimi zaman bir doktor, bazen bir bakkal, dilenci ya da hâkim olarak görülüyor.

Bursa Devlet Tiyatrosu'ndan yeni emekli olan Tunca, İstanbul'un hızlı hayatına pek alışamamış. Ancak 'çok sevdim' dediği İstanbul'a daha önce gelmek, sektöre daha önce girmek 'keşke'leri arasında. "Keşke daha erken emekli olsaydım. Çünkü daha bu kadar yaşamayacağım dedim, gözümü karartıp dilekçemi verdim." diyor.

Rolünün ileride küçük oynamalarla daha da renklenebileceğini belirten Tunca'nın tereddütleri de yok değil: "Devlet Tiyatrosu'nda da atmışın üzerinde oyunda oynadım. Hepsi de ters köşe rollerdi. Beni hep kötü Haşim olarak kabul ederken, şimdi başka bir karakterde kabul ederler herhalde." Oynadığı roller gerçekten izleyiciyi şaşırtacak türden. Dokuz yaşında çocuk, seksen yaşında ihtiyar, delikanlı ve deli rollerinin üstesinden başarıyla gelmiş Tunca. Bu başarısında uyumlu kişiliğinin etkisi de büyük. Sete yeni gelen gençlerin elinden tutmasından, boş zamanlarında tavsiyelerde bulunmasından anlaşılıyor bu durum. "Şimdi ne kadar uyumlu olursam hem birlikte çalıştığım insanlar hem de ben rahat ederim. İyi iş çıkar. Çok da mesafe koymayı sevmiyorum açıkçası." diyor.

ZAMAN





Tek Türkiye 96. Bölüm

Tek Türkiye'de bu hafta soluk soluğa bir mücadele var. Şivan'ın gerçek ailesi ortaya çıkıyor ve herkes şoke oluyor. Şule'nin geçmişine ait karanlık olaylar bir bir dökülüyor. Savcı Mithat hazırladığı iddianamede tanık olarak Şule'yi konuşturunca ortalık fena karışıyor. Dila ve Tarık olayları kontrol altına almaya çalışırken, verilen kayıplar yine çok büyük olacak.

7 Mart 2010 Pazar

IV.Osman 23.Bölüm




Bir kadın cesedinin ardındaki sır...

Balıkçı ağlarına takılan bir kadın cesedi, geçmişten gelen bir intikam planını ortaya çıkarıyor. Osman ve Yıldırım olayı ayrıntılı olarak araştırdıklarında, işin içinde organ mafyasının da parmağı olduğunu anlıyorlar. Maktulün eşi ve çocuğunun acı veren hayatları karşısında çözüm arayan ikili, suçluların peşinde amansız bir takip başlatıyorlar. Fakat gözden kaçan küçük bir detay bile onları başladıkları yere döndürmeye yetiyor.

Kırık Kalpler 17.Bölüm

5 Mart 2010 Cuma

Hanginizin 'Keşke'si yok!


Dizi hakkında bilgi almak için sete gidiyoruz. Set ortamı, Samanyolu TV’nin diğer dizilerinin ortamı gibi oldukça sıcak ve samimi. Dizinin tek daimi oyuncusu ise Özer Tunca. Tunca, hikâye gereği bir polisi canlandırıyor. Üzerinde üniformaları ile Balat’ın tarih kokan sokak aralarında oturup dizi hakkında bilgi alıyoruz Özer Tunca’dan.

Özer Tunca Doğruluk Ekseni’nde Haşim karakterini canlandırmış, izleyici tarafından oldukça sevilmişti. Devlet Tiyatrosundan emekli olan Tunca, şimdi sevenlerinin karşısına Kader Çizgisi’nde çıkıyor.

Kader Çizgisi nasıl bir dizi?

Bıçak sırtında bir dizi. Çok ince ayrımları var. Eğer dizi içerisinde bu çizgi bir santim taşarsa yanlışa sürekler. Ama yolunda dikkatle yürürse insanların yolunu aydınlatır. Büyük bir eksikliğimizi tamamlar.

Riskli bir proje mi?

Risk almadan başarıyı elde edemezsin. Ama riskten çok farklı ve orijinal bir proje. Şöyle söyleyeyim mesela biri amcakızıyla evlenmek istiyordu ama koşullar el vermedi gitti başkasıyla evlendi. Sonra o evlendiği kız adamı terk edip gitti. Adam o dakika “ah keşke amcakızım ile evlenseydim de bu evliliği hiç yapmasaydım” dedi. İşte o keşke ağızdan çıktığında Allah şans verse kuluna, geçmişe gidip ve o pişman olduğun evliliği yapmayıp, amcakızın ile evlenmesine izin verse. Ve sonra seyreylese insanlar olacakları. Belki amcakızı ile evlenecek, akraba evliliğinden dolayı engelli bir çocuğu olacak derken eşi bu durumu kaldıramayıp bu imtihanı kaybedip evi terk edip gidecek. Kişinin geçmişe dönüp keşke şöyle yapsaydım dediği şey daha kötü olacak. İşte bu yüzden keşke demek bir teselli değildir. Sandığımız kadar olumlu bir sözcük değildir.

Sizin hiç “keşke” leriniz yok mu?

Tabii ki başıma çok kötü bir olay geldiğinde “ Keşke şunu yapmasaydım da başıma şu iş gelmeseydi” diyorum. Fakat daha sonra hayırlısı olsun diyip geçiyorum. Sonuçta Yaratan yarattığı kulunu sınamak için veriyordur başımıza gelenleri.

Bu proje sizi etkiliyor mu?

Etkiliyor evet. Kendim keşke demediğim gibi yakınlarımda keşke diyen tanıdıklar olduğunda da müdahale ediyorum. Hayırlısını biz bilemeyiz üzülmeyin diyorum. Ve bu düşünce ister istemez psikolojimizi de olumlu etkiliyor ve her şeye rağmen mutlu olabiliyoruz.

Proje size ilk geldiğinde nasıl baktınız?

Çok hoşuma gitti. İlginç farklı bir konsept. İnsanların hepimizin ihtiyacı var böyle olumlu projelere. Üzerinde çok çalışıldı. Senaryosu yazılıp çizildi tekrar tekrar. Çok titiz çalışıldı. Hassas ve yüzde tebessüm bıraktıran proje. Dizide hikâye içinde hikaye var. Çok dikkatli takip etmeniz lazım çünkü birinin başına gelen bir olay diğer bölümde bir başkasını nasıl etkiliyor onu görüyoruz. Çok enteresan bir çalışma. İzlenmeye değer bir dizi. İzleyenler farklı olduğunu direk anlayacak zaten.

Sizin rolünüz ne bu dizide?

Ben Muallem’im. İnsanlara “ Keşke şunu yapsaydım ya da yapmasaydım “ dediği an eline bir anahtar verip tamam hadi git geçmişe her şeyi düzelt de gel diyen soyut bir karakterim. Rol gereği doktor da oluyorum, hâkimde, dilencide, çöpçüde. 4 bölümde 26 karaktere girdim. Bu anlamda çok renkli ve zevkli.

Dayı, sen nerede görevlisin?

Biz bu konuşmayı yaparken üzerinde polis üniforması olan Tunca’nın önünde devriye gezen polis arabası durdu. Polisler “Dayı, hayırdır sen nerede görevlisin” diye sordu. Özer Bey “ Ben ötelerde görevliyim evlat, anlamasın” cevabını verince set ekibi de, polis ekibi de güldü. Daha sonra bu sakallarla anca ötelerde devriye gezerim ben diyen Tunca, “insanlarımızın beynini olumsuzluk ve ahlaksızlık bombardımanına tutan dizilere inat çok faydalı, yeri geldiğinde esprili, sımsıcak bir dizi” Kaçırmadan izlemenizi tavsiye ederim dedi.

Kader Çizgisi 10 Mart Çarşamba 19:50’ de Samanyolu TV’ de..

05.03.2010 13:38:37

ALINTIDIR

4 Mart 2010 Perşembe

Başabakan Eşrefpaşalıların Galasına Katıldı!

Başbakan Erdoğan, Eşrefpaşalılar'ın galasına katıldı
Ankara Sanat Evi (ANSE) tarafından hazırlanan Eşrefpaşalılar filminin Ankara galası dün akşam yapıldı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, eşi Emine Hanım ve kızı Sümeyye Erdoğan'la katıldığı galada Başbakan yardımcıları Bülent Arınç ve Cemil Çiçek de davetliler arasında yer aldı.

Resim

Gösterimin sonunda Başbakan Erdoğan, sahneye davet edildi. Filmin yapımcısı Yusuf Kulaksız, Erdoğan'a teşekkür plaketi takdim etti. Kısa bir konuşma yapan Başbakan, "Ben aslında bu filme yabancı değilim. Kasımpaşalıyım. Gerçekten kulak kesenler, racon kesenler burada kulak kesildiler. Aslında samimi bir hava fakat bu samimi havanın neyi nereye götürdüğünü görmesi bakımından, hocanın girdiği o farklı dünyanın daha sonra hangi dünyaya dönüştüğünü görmesi bakımından çok çok önemli. Sevginin hangi kapıları açabileceğini göstermesi bakımından çok önemli. Eşrefpaşalı ya da Kasımpaşalı deyip oraya siyah çizgiyi veya kırmızı çizgiyi atmanın bir anlamı yok." dedi. Başbakan, daha sonra film ekibiyle hatıra fotoğrafı çektirdi.

ANKARA ZAMAN ZAMAN

İnsanlar Bana Acıyarak Bakıyor

İnsanlar bana acıyarak bakıyor

Resim

'Tek Türkiye'nin 'Dila Hemşire'si Müjgan Gönül'ü hem Samanyolu'nda ekrana gelen dizideki oyunculuğu hem de 'sevenlerimin duasıyla atlattım' dediği domuz gribi, uzun bir süre gündemde tutmuştu.

Şimdi ise Konya'daki çekim mekanları arasında mekik dokuyor. Dila karakterinin dizide yaşadıklarını anlatırken sokaktaki insanların acıyarak bakmasından da rahatsız oluyor. Yolunu kesip kızanları mı istersiniz, oğluna kavuşamadığı için üzülenleri mi... Rol icabı cezaevinde şişlenen birine yardım etmek isterken yaşadıkları bile dışarıda çok farklı algılanmış. "Aman niye dokunuyorsun şişe, bak suç senin üstüne kalıyor." diye üzülenler oluyormuş.

Eski Dila ile yenisi arasındaki fark da izleyiciler tarafından yadırganmış ilk zamanlar. Evlenmiş, çocuk sahibi olmuş bir Dila, şu an ekrana gelen. Genç oyuncu, "İnsanlar buna da alışır, alıştı da." diyor. Kendisi çoktan alışmış aslında. Dizi, Gönül'e yeni kapılar da açmış. Hatta şu sıralar bir sinema filmi için rol teklif edilmiş. Ancak henüz net bir şey olmadığı için detaya girmek istemiyor.

YUSUF BÜLBÜL İSTANBUL ZAMAN

3 Mart 2010 Çarşamba

Kollama 80.Bölüm

Kollamada şok üstüne şok yaşanıyor.

Yapılan iğne ile Hazırol'un sonu mu geliyor? Yiğit için hapishane yolları mı görünüyor? Pikeas ülkeyi ters yüz edecek karanlık bir eylem başlatıyor. Sabit daha iyileşmeden hastaneden kaçıyor ve Yiğit'e yardım etmenin yollarını arıyor. Rana kanlı eylemin ortasında kalırken, Necip raydan çıkan olayları kontrol altına alabilecek mi?



Tek Türkiye 95. Bölüm

Tek Türkiye nefes kesecek bir bölümle geliyor.

Dila, Şule'nin emanetine sahip çıkamıyor ve Çetin küçük Yiğit'i kaçırıyor.
Şivan, örgütün silah sevkiyatını basıyor ve olayların tam içine düşüyor.
Dila, Yiğit için amansız bir mücadeleye girerken, Şule'den şok eden itiraflar geliyor.
Baran'ı hapiste bir sürpriz beklerken, Tarık'ın hayatla mücadelesinde son durum ne olacak?




Yapımcı: Salih Asan
Yönetmen: Çelik Berksoy
Oyuncular:
Ozan Çobanoğlu, Sabri Özmener, Süleyman Karadağ, Müjgan Gönül, Kadim Yaşar

Yayın Günü ve Saati 4 Mart Perşembe 19:50

Kader Çizgisi 10 Mart da başlıyor

Resim

Yönetmen: Taner Tunç
Yapımcı: Mustafa Kartal

Mürekkebi kurumuş olaylar... Pişmanlıkla iki büklüm insanlar... "Keşke, keşke" diyerek dövülen dizler... Hep; bir yol bulup maziye gitmek isterler. Mazi limanına demir atmak, tekrar geleceğe yürümek neyi değiştirir veya neyi değiştirmez? İnsanlık tarih boyunca bu iki sorunun gel-gitlerini yaşar durur içinde. Kimileri; aşkın bir iradeyle buluşturur sınırlı iradesini, kimileri de; taşar kabından, taşlar yağdırır talihine. Aslında hayat; bir çizgide akıyor ama merak da içten içe soruyor. İşte bu iç yolculuğumuzu, birileri üzerinden görmeye ne dersiniz? 10 Mart Çarşamba akşamı Samanyolu'nda Kader Çizgisinde buluşmak dileğiyle...




Eşrefpaşalılar Filminin Galası Yapıldı





Senaryosu Burak Tarık'a ait olan, yönetmenliğini Hüdaverdi Yavuz'un yaptığı, başrollerini Turgay Tanülkü, Sermin Hürmeriç, Sinan Taymin Albayrak ve Hüseyin Soysalan'ın paylaştığı Eşrefpaşalılar filminin ön gösterimi yapıldı. 'Küfürsüz komedi, şiddetsiz aksiyon ve düzeyli romantizm' sloganıyla vizyon heyecanı yaşayan film, aile bireylerinin hep birlikte izleyebileceği bir film olmakla ön plana çıkıyor.

Filmin yapımcılığını Ankara Sanat Evi'nin (ANSE) üstleniyor. Tiyatro ve sinema dünyasında birçok ünlü ismin yer aldığı filmde, Sinan Taymin Albayrak, Turgay Tanülkü, Burak Tarık, Hüseyin Soysalan, Sermin Hürmeriç, Deniz Özpınar, Savaş Bayındır, Ali Yaylı, Serkan Öztürk, Ömer Pekin, Sibel Öztürk, Fırat Paşayiğit ve Vural Arısoy rol alan isimlerden bazıları. ANSE'nin tiyatro oyunlarından biri olan Eşrefpaşalılar sahneden sinema perdesine aktarılmış bir film. 3 yıl boyunca tüm Türkiye'de turneye çıkan oyunu bu zamana kadar 400 binden fazla kişi izledi. Komedi türünde önemli bir model teşkil eden film, argodan uzak mizah anlayışı ile tiyatroda güldürdüğü insanları beyaz perdeye çekmeyi hedefliyor. 'Her aileden en az 3 kişi!' sloganıyla yola çıkan yapımcılar, filmin ailelerin çocuklarıyla rahatça izleyip, eğlenebileceği bir film olduğu söylüyor.

Sezonun sürpriz filmi Eşrefpaşalılar'ın galası Maslak Tim Şov Senter'da gerçekleştirildi. Galaya filmin oyuncularının yanı sıra çok sayıda davetli katıldı. Filmin izleneceği salon deyim yerindeyse tıka basa doldu.
Filmde bir imamı canlandıran başrol oyunculardan Sinan Taymin Albayrak, tertemiz duygularla senaryonun işlendiğini söyledi. Filmde eski Türk filmlerinde aradığımız ve özlemini duyduğumuz dokuların var olduğunu dile getiren Albayrak, "Filmin geçtiği mahalle uzun zamandır ezan sesinin işitilmediği bir mekan. Nasıl olduysa İstanbul'un göbeğinde ezan sesi duyulmayan bir yer. Caminin imamı 15 yıl önce ortadan kaybolmuş ve o camii hırsızların deposu olarak kullanılmaya başlanmış. Bir gün bir adam çantasıyla gelir ve insanlar bu kişiye sivil polis gözüyle bakar. O da memur olarak atandığı söyler, ancak kimse inanmaz. İmamın bizim mahallede ne işi var diye başlayan ve sonrasında iki tarafın birbirini tanımasıyla devam eden muhabbetle gelişen son derece keyifli ve komik bir film" dedi.

ÇOCUKLAR EBEVEYNLERİYLE BU KOMEDİ FİLMİNİ İZLEYEBİLİR

Hem başrol oyunculuğu hem de filmin senaristliğini üstlenen Burak Tarık filmde hiç küfrün bulunmadığını aktardı. Önemli bir gişe beklentisi içinde olduklarını dile getiren Tarık, filmin ailelerin çocuklarıyla birlikte rahatlıkla izleyebileceği bir yapıt olduğunu dile getirdi.

Filmin aynı zamanda bir kabadayı filmi olduğunu aktaran usta oyuncu Turgay Tanülkü, "Ben filmde bir kabadayıyı canlandırıyorum. Ancak kabadayılık kavramı günümüz mafyasıyla ilgisi yok. Osmanlı döneminde olduğu gibi, mahalleye akıl hocalığı yapan, insanlara iş bulan, fakirlerin karnını doyuran, yediren, içiren insanlara kabadayı deniyor. Mafyalar güçlerini kendi çıkarı için kullanıyor." diye konuştu. Tanülkü, filmde halen hayatta olan Ankaralı 'Cesy cemal' lakaplı Cemal Girgin'i örnek aldığını kaydetti.

'Küfürsüz komedi, şiddetsiz aksiyon ve düzeyli romantizm' sloganıyla hareket ettiklerini aktaran Tanülkü, "Bu ülke Nasreddin Hoca'nın fıkralarına da gülüyor. Belden aşağı espri yapmanın bir anlamı yok. Topluma neyi sunarsanız, toplum ona bakacaktır. Topluma küfürü alıştırırsanız, toplum küfürlü konuşmaya başlar. Bazen bir çocuğa 'hadi lan git' demek bile ayıp bir şey olmalı." ifadelerini kullandı.

Filmde iki tane ayrı karakterin kendisine aşık olduğunu ve sevmediği adamla zorla evlendirildiğini dile getiren Sermin Hürmeriç, filmin bu dramla başladığını ifade etti. Filme 1 milyon doların üzerinde harcama yapıldığını kaydeden Yönetmen Hüdaverdi Yavuz, seviyeli komedi yapıldığını ve her yaştan kesimi filme beklediklerini sözlerine ekledi.

FİLMİN ÖZETİ

İzmir Eşrefpaşa'dan gelip İstanbul'a yerleşmiş iki dosttan biri olan Tayyar (Hüseyin Soysalan), güç ve iktidar tutkusu ile büyük bir mafya lideri olurken; Davut (Turgay Tanülkü), küçük mahallesinde namusuyla kahvesini işletmektedir. İkisi de aynı kadını sevmiştir fakat Madam Eleni (Sermin Hürmeriç) Davut'u sevmesine rağmen Tayyar ile evlenmek zorunda kalmıştır. Bir de kızı Duygu (Deniz Özpınar) dünyaya gelir. Fakat Tayyar, Madam'ın gönlünün Davut'ta olduğunu bildiğinden bunu sindiremeyip kızı ile birlikte Madam'ı ortada bırakır. Tayyar bir şekilde intikam alacaktır ve bunu Davut'un evlatlığı Nusret'i kendi yoluna çekerek yapacaktır. Mahalle kabadayısı Nusret ise bir tarafta sevdiği kız, sevdiği insanlar; diğer tarafta ise para ve saltanat arasında kalır. Bu iki dünya arasında bocalarken mahallenin metruk camisine bir hoca (Sinan Taymin Albayrak) tayin olur ve olayların seyri değişmeye başlar.

TARİHİ MEKANLAR KULLANILDI

Yaklaşık bir ayda tamamlanan filmin tamamı İstanbul'da çekildi. Çekimlerde özellikle İstanbul'un tarihi mekanlarından Balat, Eyüp, Ayvansaray kullanıldı. Mahallelinin gerçek sakinlerinin de rol aldığı filmde Eyüp'teki Zalmahmutpaşa külliyesi, Aksaray'ın gece kulüpleri, Cankurtaran'daki metruk binalar ve birçok meyhane çekimlerin yapıldığı yerler arasında yer aldı.

1 Mart 2010 Pazartesi

Kollama Birinci Oldu!

Kollama dizisi birinci oldu

Zonguldak'ın Ereğli ilçesindeki Özel Yıldırım Koleji İlköğretim Okulu öğrencilerinin yaptığı anket sonrasında polisiye dizilerde Samanyolu Televizyonu'nda ilgiyle izlenen Kollama dizisi birinci oldu.





Öğrencilerin isteği üzerine Ereğli'ye gelen Kollama ekibinden Yiğit karakterini canlandıran Orhan Bıyıklı, Memduh karakterini canlandıran Ertan Kılıç ve Rana'yı canlandıran Deniz Evrenol öğrencilerin ilgi odağı oldu.

Öğrencilerin yoğun ısrarı nedeniyle ekip üyelerine ulaşan okul yönetimi dizi oyuncularından Orhan Bıyıklı, Ertan Kılıç ve Deniz Evrenol'u davet etti.

Yıldırım Koleji konferans salonunda düzenlenen buluşmada öğrenciler ve veliler, sanatçıları soru yağmuruna tuttu.

Neşeli bir ortamda geçen söyleşi de ilk soru Yiğit karakterini canlandıran Orhan Bıyıklı'ya geldi.

Kahraman olması nedeniyle kendisine bir şey yapılamayacağını dile getiren öğrenci velisinin, son bölümlerde bir bayanın kafasına vazo ile vurmasını hayretler içinde karşıladığını söylemesi üzerine Bıyıklı'nın bu soruya cevabı herkesin gülmesine neden oldu.

Bıyıklı, "O sahnede ben adamı köşeye sıkıştırdım. Bir elim kravatında diğer elimde de silah var. Ayağımla da adamın hareket etmesini engelliyorum. Tam bu sırada da kadın gelip vazo ile vuruyor. Allah aşkına ben buna nasıl engel olayım. Bırakın da bazen kahramanlar da yiyeceklerini yesinler." dedi.

Orhan Bıyıklı, Ertan Kılıç ve Deniz Evrenol, dizinin çekimleri sırasında başlarından geçen ilginç olayları da davetlilerle paylaştı.

Ertan Kılıç ve Deniz Evrenol'un dizi içindeki yakınlaşmasının özel hayatta olup olmadığı sorusunu ise Ertan Kılıç yanıtladı. Kendilerinin kardeş olduğunu ve bunun söz konusu bile olmadığını dile getiren Kılıç, yaptığı esprili sözlerle de alkış aldı.

Okul Müdürü Mehmet Sarısoy, söyleşi sonrasında yaptığı konuşmasında Orhan Bıyıklı, Ertan Kılıç ve Deniz Evrenol'a teşekkür etti. Katılımlarından dolayı sanatçılara plaket verildi.

(CİHAN)

01.03.2010 15:07:13

ALINTIDIR